Banka teminat mektubu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 128. maddesi (818 sayılı TBK. 110) uyarınca “garanti sözleşmesi” niteliğindedir. Maddeye göre, üçüncü bir kişinin fiilini başkasına karşı üstlenen, bu fiilin gerçekleşmemesinden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.
Banka, teminat mektubu ile bir şahsın borcunu yerine getirmesini ve yerine getirmediği takdirde, teminatı alan kişi için doğacak tehlikeleri kısmen veya tamamen üzerine almıştır. Bu sebeple bankanın verdiği teminat mektubu ileride zararın kısmen veya tamamen karşılanamaması halinde zarara uğrama ihtimali olan borçlu veya üçüncü kişiler için doğacak riskleri kısmen veya tamamen teminat altına alan bir işleve sahiptir.
Dolayısıyla nitelik itibariyle teminat mektubu, esas sözleşmeden ayrı ve tamamen bağımsız bir sözleşme olarak kabul edilmektedir.
Teminat mektubu, kıymetli evrak niteliğinde değildir. Teminat mektubunun tarafları garanti veren (örn; banka) ve muhataptır (alacaklı). Yani teminat mektubunda lehtar(borçlu), taraf olarak kabul edilmemektedir. Bu durumun doğal sonucu olarak da lehtarın borcundan dolayı teminat mektubunun haczedilmesi de mümkün değildir. Zira, teminat mektubuyla lehtar lehine doğmuş bir alacaktan söz edilmemektedir. Genel çerçevede teminat mektupları, mahiyeti gereği hangi iş için verilmiş ise, yalnızca o iş için geçerli olacaktır.
Doktrin ve Yargı İçtihatları ele alındığında, banka teminat mektubunun, garantör ile muhatap arasındaki bir akit olarak kabul edilmesi sebebiyle, konkordato sürecinde ihtiyatî tedbir yoluyla bu teminata müdahale edilemeyeceği kabul edilmiştir. Alacaklı taraf, teminat mektubunun nakde çevrilmesi için garanti verene (bankaya) başvurabilecektir. Bu durumda garanti veren (bankanın) nakde çevirme işlemini yapmak zorunda olduğu kabul edilmektedir.
Konkordato kapsamında alınan ihtiyatî tedbirler ile bu teminat mektubuna müdahale edilmiş olması, yani nakde çevrilmesinin önüne geçilmesi, mülkiyet hakkına aykırılık teşkil edecektir. Zira bu garanti sözleşmesi esas hukukî ilişkiden bağımsız bir sözleşmedir. Bunun yanında, teminat mektubunun nakde çevrilmesi sonucunda, konkordato talep eden borçlunun malvarlığında herhangi bir azalma da meydana gelmemektedir.
Malvarlığında azalma sorununa ilişkin oluşturulmuş içtihatlarda, teminat mektubunun nakde çevrilmesinin, konkordato talep eden borçlunun malvarlığında bir azalma meydana getirmeyeceği, zira garantörün (bankanın) teminat mektubu bedelini ödedikten sonra ödediği miktar nispetinde konkordato talep edenin alacaklısı konumuna geçeceği değerlendirmelerine yer verilmektedir. Dolayısıyla sadece alacaklının sıfatı değiştiği için konkordato talep edenin alacak ve borç miktarında bir değişiklik meydana gelmemektedir.
Eğer teminat mektubunun garantörü (banka) tarafından, muhataba ödenip, ödenmemesi konusunda bir ihtilaf vuku bulursa, bu husus ayrı bir davanın konusu yapılabilecektir. Ancak söz konusu teminat mektubu, konkordato yargılaması kapsamında borçlu hakkında verilecek malvarlığının muhafazası tedbirine konu olamayacaktır. Konkordato kapsamında tedbir uygulanamazken, ayrı bir davaya konu edildiği ihtimalinde HMK. hükümlerine göre tedbir uygulanmasında bir engel bulunmamaktadır.
Sonuç olarak, tehiri icra kararı için davalı tarafından sunulan banka teminat mektubunun, borçlu tarafından açılan konkordato davasında verilecek ihtiyati tedbirden ve mühletlerden etkilenmeyeceği değerlendirilmektedir.
Saygılarımızla,
Taşkın & Şimşek AO