Kamu borçlarının imtiyazlı konumu karşısında kooperatif ortaklarının kooperatifin kamusal borçlarından dolayı sorumluluğu doğup doğmayacağı meselesi hakkında sorular almaktayız. Bu nedenle bu yazımızda kooperatifin vergi, harç, sigorta primi gibi kamusal borçları başta olmak üzere diğer özel borçlarından dolayı yönetici sıfatına sahip olmayan ortakların sorumluluğu konusunu kısaca ele alacağız.
Kooperatifler insanların ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle ve en az maliyetle karşılamak amacıyla kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli, tüzel kişiliği haiz ortaklıklardır.
Kooperatifin borçlarından dolayı ortağın sorumluluğu ana sözleşme ve Kooperatifler Kanunundaki hükümlerle sınırlıdır. Kooperatifler Kanunu’nun 28. maddesinde “Ana sözleşmede aksine hüküm olmadıkça kooperatif, alacaklılarına karşı yalnız mamelekleriyle sorumludur” denilmek suretiyle kooperatif ana sözleşmesinde ortaklara herhangi bir ek sorumluluk yükleyen bir düzenleme öngörülmemişse kooperatif borçlarından dolayı ortakların şahsi sorumluluğuna gidilemeyeceği kabul edilmiştir. Tabi bu noktada kooperatifin malvarlığına üyelerin yüklendikleri sermaye payının da dâhil olduğu unutulmamalıdır.
Kural olarak, kooperatifin kamusal ve özel borçlarından sorumlu olmayan ortaklar, hal ve şartlara göre ana sözleşmede ortaklar için «sınırsız» ya da «sınırlı» sorumluluk öngörebilirler. Kooperatif ortaklarının kooperatif borçlarından dolayı şahsi ve sınırsız biçimde sorumlu olacaklarını ana sözleşmede kararlaştırmaları durumunda dahi Kooperatifler Kanunu m. 29 ve 30 hükümleri uyarınca üyelerin sorumluluğuna doğrudan gidilemeyecektir. Bu durumda ortakların ana sözleşme gereği sorumluluğuna gidilebilmesi için kooperatifin iflas etmiş olması ya da diğer bir sebeple dağılmış olması ve tasfiye sonucunda alacaklıların alacaklarını kısmen ya da tamamen Kooperatif tüzel kişiliğinden alamamış olması gerekir. Bu yönüyle ortakların sorumluluğu ikincil sorumluluktur da diyebiliriz.
Konuya ışık tutucu bir diğer düzenlemede Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun mükerrer 35. Maddesinde yer almaktadır. Bu maddeye göre, tüzel kişilerin malvarlığından tamamen ya da kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının kanuni temsilcilerden ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından tahsil edilebileceği kabul edilmiştir. Bu düzenlemeyle yöneticilik sıfatını haiz bulunmayan ortakların kooperatifin amme borçları için -ödenmemiş sermaye payları haricinde- sorumlu tutulması mümkün olmayacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu da 17.9.1997 tarih, 1997/11-44 Esas, 1997/649 sayılı kararında; “1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 28.maddesine göre kooperatif mamelekleriyle sorumludur. Kooperatifin sorumlu olduğu hususlarda ortaklara gidilebilmesi için kooperatifin tasfiye edilmiş sicilden silinmiş olması yeterli değildir. Kooperatifler Kanununda TTK’nun 179.(yeni TTK 237. ) maddesinden farklı bir hüküm getirilmiştir. Ancak, kooperatif aleyhine gerekli takibat yapılarak sonuç alınmaz ise sorumluluk durumlarına göre ortaklarına müracaat edilebilir” ifadesine yer verilerek ana sözleşmede kooperatif ortaklarının sorumluluğu başka türlü düzenlenmedikçe borçların ancak kooperatif malvarlığı ile ödeneceği, bunun dışında kooperatif ortaklarına müracaat edilemeyeceğine hükmedilmiştir.
Sakarya Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü de talep üzerine verdiği bir özelgesinde; “…takip işlemleri sonucunda kooperatifin mal varlığından, vergi ve buna bağlı alacakların tamamen veya kısmen tahsil edilememesi halinde, vergi borcunun ödenmemesinden kooperatifi temsile yetkili bulunan kanuni temsilcilerin mal varlığından tahsil edilmesi (Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği dönemdeki temsilcilerden), tüm bunların da mümkün olmaması durumunda, kooperatif ortaklarının ana sözleşmede belirlenen sorumluluk hallerine göre, hisseleri oranında ortaklara müracaat edilmesi gerekmektedir.” denilerek yukarıda yapmış olduğumuz açıklamalar teyid edilerek; kooperatif ortaklarına ana sözleşmede ayrıca bir sorumluluk yüklenmemişse, ortakların kooperatifin kamusal borçlarından şahsen sorumlu olmayacağı, şayet ortakların şahsi sorumluluğuna dair ana sözleşmede ilave bir düzenleme yapılmışsa o halde kooperatifin amme borçlarından ortakların hisseleri oranında sorumlu tutulacağı görüşü verilmiştir.
Sonuç olarak, kooperatifin kamusal ve özel borçlarından dolayı kooperatif ortağına müracaat edilip edilemeyeceğinde belirleyici dayanağın ana sözleşme hükümleri olduğu anlaşılmaktadır. Binaenaleyh, üyelik sonrasında sürpriz borçlar ile karşılaşmamak ve mağduriyet yaşamamak için herhangi bir kooperatife üye olunmadan önce uzman hukukçulardan profesyonel destek alınarak başta kooperatif ana sözleşmesinin inceletilmesi önem arz etmektedir.
Saygılarımızla,
Av. Halil Şimşek – Stj. Av. Mihriban Alak
*İşbu bilgi notu içerisinde yer alan değerlendirmeler hukuki tavsiye niteliği teşkil etmemekte ve yasal mevzuatta yapılacak değişiklikler kapsamında güncel hali yansıtmayabilecek olup, bu değerlendirmelerden ötürü herhangi bir şekilde Taşkın & Şimşek Avukatlık Ofisi’ne sorumluluk yükletilmesi mümkün değildir. Bu bilgi notunun kapsamındaki soru ve sorunlarınız bakımından hukuki danışman görüşü alınması tavsiye edilir.
Kaynakça :
Göç Gürbüz, Didem; “ Kooperatiflerde Ortakların Sorumluluğu “, Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi. (2010/1), 463-477.
Poroy, Reha; Tekinalp, Ünal; Çamoğlu, Ersin; Ortaklıklar Hukuku II, Vedat Kitapçılık, 2019.
Uyar, Talih; “ Kooperatif Şirketleri ile Adi Şirketlerde; Şirketten veya Şirket Ortağından Alacaklı Olan Üçüncü Kişilerin Şirket’i ve/veya Şirket Ortağı’nı Takip Hakkının Kapsamı” Ankara Barosu Dergisi. (2016/1), 525-535.