Bu yazımızda haber amaçlı sadece çekim yapmak maksadıyla da olsa Süpermarket vb. işyerine girilmesi halinde işyeri dokunulmazlığının sınırlarını, işyeri sahibi veya çalışanlarının hak ve yetkilerini kısaca değerlendirmeye çalışacağız.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 17/06/2014 gün ve 2015/15-24 E-2014/337 K sayılı kararında, “Türk Ceza Kanununun “Konut dokunulmazlığının ihlali” başlıklı 116. maddesinin birinci fıkrası; “Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”, ikinci fıkrası ise; “Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi halinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur…” şeklinde düzenlenmiştir. Maddenin işyeri dokunulmazlığının ihlalini düzenleyen ikinci fıkrasının gerekçesinde ise ; “Birinci fıkrada tanımlanan fiillerin açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyeri ve eklentileri hakkında işlenmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu fıkranın uygulanmasında, birinci fıkrada söz konusu olan koşullar aranacaktır. Niteliği itibarıyla açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi alışılmış, mutat olan yerler dışında kalan yerlere rıza olmaksızın girilmesi bu suçu oluşturacaktır. Avukatlık bürosu ve özel muayenehane bu gibi izinle girilmesi gereken yerlere örnek olarak gösterilebilir. Keza herkesin herhangi bir koşulu yerine getirmeksizin girebileceği yerlere, söz gelimi süpermarketlere, dükkânlara, mağazalara, halka açık olmadıkları zamanlarda, mesela mesai saatleri dışında rıza hilafına girilmesi halinde de bu suç oluşacaktır. Zira hak sahipleri bu gibi yerlere isteyenin girmesi hususunda daha başlangıçta rızalarını örtülü olarak açıklamış sayılırlar…” biçimindeki açıklamalara yer verilmiştir.
Kanun, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyeri ve eklentilerine izinsiz girilmesini ayrı bir suç olarak tanımlamış; İkinci fıkranın uygulanmasında da, birinci fıkrada yani konut dokunulmazlığının ihlali suçunda söz konusu olan koşullar aramıştır.
Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere; Kanun, işyeri dokunulmazlığının ihlalini ayrı bir suç olarak tanımlamıştır. Bu suçun oluşması için işyerine rıza hilafına girilmesi şarttır.
Hemen belirtilmelidir ki, herkesin herhangi bir koşulu yerine getirmeksizin girebileceği yerlere, örneğin süpermarketlere, dükkânlara, mağazalara girişlerde hak sahipleri bu gibi yerlere isteyenin girmesi hususunda daha başlangıçta rızalarını örtülü olarak açıklamış sayıldıkları için ayrıca rızanın olup olmadığının aranmasına gerek yoktur. Ancak bu gibi yerlerin halka açık olmadıkları zamanlarda, örneğin mesai saatleri dışında girilmesi halinde açık rıza aranacaktır. Zira bu zamanlarda örülü bir rızadan söz edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle bu gibi yerlerin halka açık olmadıkları zamanlarda izinsiz girilmesi işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturacaktır.
Diğer yandan, yukarıda belirtildiği gibi, örtülü rızanın varlığının kabul edildiği hallerde, işyeri sahibi örtülü rızayı, açık rıza haline getirebileceği gibi, örtülü rızayı açıkça ortadan da kaldırabilir. İşte nasıl ki örtülü rızanın bulunduğunun kabul edildiği haller dışında rıza dışı iş yerine girilmesi işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturuyorsa, örtülü rızanın açıkça ortadan kaldırıldığı, yani işyerine girilmesine rıza gösterilmediğinin açıkça ifade edildiği hallerde, buna rağmen işyerine girilmesi, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturacaktır. Bu nedenle işyerine girildikten sonra işyeri sahibi ya da çalışanların çıkılması konusundaki uyarılarına veya girmeden uyarılarına rağmen içeride kalınmaya devam edilmesi işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturacaktır.
Bu anlamda olmak üzere, gazetecilik faaliyeti kapsamında haber amaçlı da olsa, bir kimsenin bu gibi işyerine girmesi, işyeri sahibinin örtülü rızasına dayalıdır. Ancak bu örtülü rızanın işyeri sahibi ya da çalışanların iş yerine girilmemesi veya işyerinden çıkılması konusundaki uyarılarına rağmen içeriye girilmesi veya içeride kalınmaya devam edilmesi işyeri dokunulmazlığının ihlali suçunu oluşturacaktır. Burada basın özgürlüğünden söz edilemez. Zira basın mensuplarının haber amaçlı olarak kişilerin özgürlüklerini ihlal etmeleri hukuken mümkün değildir. Zira, bir özgürlüğün sınırı, diğer özgürlüğün başladığı yere kadardır.
Sonuç olarak, herkesin herhangi bir koşulu yerine getirmeksizin girebileceği yerlerden olan süpermarketler, dükkânlar, mağazalar vb. yerlere giriş için hak sahibi yetkililerin bu yerlere isteyenin girmesi hususunda daha başlangıçta rızalarını örtülü olarak açıklamış sayıldıklarından dolayı ayrıca izin almaya gerek yoksa da, işyeri sahibi veya çalışanları/yetkilileri tarafından açık olarak örtülü rızanın ortadan kaldırılması, yani girişleri izne bağlaması mümkündür. Buna rağmen işyerine izinsiz girilmesi ve çıkılması istenmesine rağmen işyerinden çıkılmaması halinde kanuna uygunluk nedeni (yetkili yargı merci tarafından verilen karar, acil hallerde kolluk yetkisi vb.) bulunmaması halinde TCK m.116/2’de yer alan işyeri dokunulmazlığının ihlali suçu oluşacaktır. İşyerine girme eylemi, “Gazetecilik faaliyeti” kapsamında haber amaçlı ve sadece çekim yapmak maksadıyla da olsa sonuç değişmeyecektir.
Bu gibi durumlarda işyeri sahibi ya da çalışanların işyerinden çıkılması konusundaki uyarılarına rağmen içeride kalınmaya devam edilmesi, çekim yapılması halinde, o kişiye veya kullandıkları eşyalara herhangi bir zarar verilmeksizin işyerinden zorla çıkarılması mümkündür. Ancak, bu hususta kullanılacak zorlamanın işyerinden çıkarmaya veya çekimi engellemeye yetecek derecede, yani ölçülü olması gerektiği değerlendirilmektedir.
Saygılarımızla,
Taşkın & Şimşek Avukatlık Ofisi